PAPATYA TACI
Sırtımı duvara yaslamıştım yine içimdeki yangını bir nebze de olsa yatıştırabilmek adına. Gözlerim ise odanın bomboş kireç duvarına takılı kalmıştı. Beynim ise yine düşünüyordu. Beynimin içinde uzun zamandır vuku bulan bir ses yeniden peyda olmuştu. Ruhumu darlamak istercesine söylendi; "Sen ne zaman sevgine karşılık buldun? Ne zaman seni seviyorum diyenler gerçekten sevdi seni? Sen hiç mi uslanmazsın? Bu kadar mı seviyorsun yara almayı, canın yanmasını?" Bir çığlık attım kendimi yırtarcasına ama kimse duymadı bunu. Bilmiyorum dedim mırıldanarak. Bu sefer farklı, sevildiğimi hissediyorum hem de gerçek manası ile. Gözlerimin içine bakıyor bir kere, nasıl kandırıyor olabilir ki beni. "Ben pes ediyorum. Sen akıllanmayacaksın, nasıl olsa dert yanmak için yine benimle konuşacaksın. Çünkü seni dinleyecek birileri yok etrafında." Nasıl bir sesti ki bu ruhumu iğnelercesine konuşuyordu. Ben derdimi sana tam ola... Düşüncelerimin arasına bir ayraç koyarak yarıda kesmek zo...